Tarihe silinmez bir iz bırakmış olan isim Kleopatra. Dünyanın bildiği, güzelliğinin yanı sıra dillere destan zekası ile bilinen son Mısır Hükümdarı. Kleopatra tarihin unutmadığı ve hiçbir zaman da unutmayacağı kadın figürlerindendir. Devlet yönetiminde zekası ve gücü ile sürdürdüğü egemenlik ile pek çok devlete yön veren bu büyük isim her ne kadar Mısır kraliçesi olsa da aslen Yunanlıdır.
Kleopatra’nın Hayatı
Kleopatra VII Filopator olarak bilinen Kleopatra, MÖ 69’da Mısır’da doğmuştur ve MÖ 30’da hayatını kaybetmiştir. Mısır’ın son etkin hükümdarı olarak tarihe geçen ünlü Kraliçe, Ptolemaios Hanedanı’nın bir üyesidir. Hem güzelliği hem de zekasıyla döneminin en etkili kadınlarından biri haline gelen Kleopatra, hırsı ile de bilinen bir tarihi isimdir.
Kleopatra İskenderiye’de doğmuştur. İsmi babadan gelen anlamına gelir. Aslen Yunan olan Kleopatra, babası XII. Ptolemaios’un ölümünden sonra kardeşi XIII. Ptolemaios ile birlikte tahta çıkmıştır. Babası öldüğünde 18 yaşında olan Kleopatra yönetimde kendinden 8 yaş küçük kardeşine kıyasla baskın figür haline gelmiştir. O zamanlar Mısır’da egemen olan Yunanlar Mısır toplumuna karışmamak için kendi soylarından olan kişilerle evlilik gerçekleştiriyorlardı. Bu yüzden kesin olmamakla birlikte Kleopatra’nın kardeşi ile evlenmiş olabileceği düşünülmektedir. Ancak bu konu hakkında somut bir delil yoktur. Halkın içine girebilmek ve halkın kendisini benimsemesi için kendini Antik Mısır dinine vermiştir. İlerleyen zamanlarda kardeşi tarafından iktidardan uzaklaştırılıp Suriye’de sürgüne yollanan Kleopatra burada bir ordu toplayarak kardeşi ile Mısır’ın doğu sınırında yer alan Pelusium şehrinde çatışmak için hazırlık yapmıştır.
Kleopatra iktidarı yeniden ele geçirmek için Roma desteği gerektiğini düşünmüştür. Buradan da kraliçenin zekasının hırsı ile birleştiğinde ortaya çıkardığı sonuçlar göze çarpmaktadır. Roma’nın desteği ile Mısır’ın eskiden sahip olduğu Filistin ve Suriye’yi yeniden alabileceğine inanan kraliçe kısa süre sonra Roma diktatörü Sezar ile arkadaşlık kurmuştur. İskenderiye’de kışı kardeşinin orduları tarafından Sezar’la birlikte kuşatma altında geçiren Kleopatra, Roma desteğinin baharda gelmesi ile Mısır’ın egemenliğini yeniden ele geçirmiştir. Bu olaydan sonra kardeşi ülkeden kaçarak Nil sularında boğulmuştur.
Kardeşinin ölmesi ile birlikte Kleopatra diğer kardeşi olan XIV. Ptolemaios ile evlenmiştir. O sırada Sezarion adı ile de bilinen bir çocuk dünyaya getirmiştir ancak çocuğun babasının Sezar mı, Ptolemaios mu olduğu netlik kazanmamıştır. Çocuğu ve kardeşi aynı zamanda kocasıyla birlikte Roma’yı en az bir kez ziyaret edildiği tarihi kayıtlara geçmiştir. MÖ 44 yılında ikinci kocası da ölen Kleopatra, Mısır’ı küçük oğlu ile beraber yönetmeye başlamıştır.
Erken Yaşamı ve Yükselişi
Ptolemaios Hanedanı: Kleopatra, Mısır’ı yöneten Ptolemaios Hanedanı’nın bir üyesiydi. Bu hanedan, Büyük İskender’in ölümünden sonra Mısır’ı ele geçirmiş ve Yunan kültürünü Mısır’a taşımıştır.
Kardeşiyle Evlilik: Mısır geleneklerine göre, bir kadının hükümdar olabilmesi için bir erkek eşe ihtiyacı vardı. Bu nedenle, Kleopatra 12 yaşındayken kardeşi XIII. Ptolemaios ile evlendirilmiştir. Ancak Kleopatra, kısa süre sonra tüm gücü ele geçirerek kardeşini etkisiz hale getirmiştir. Taht kavgalarının her yerde kendisi göstermesi ile birlikte hırsı ile Kleopatra devlet yönetiminde hiç kuşkusuz en etkin isim haline gelmiştir.
Hükümdarlığı
Kleopatra’yı diğer hükümdarlardan ayıran en önemli özelliklerinin başında akıcı şekilde konuştuğu 6 dil gelir. Mısır dilini ve kökenini öğrenen ilk Yunanlı hükümdar olmasının yanı sıra bilime ve astrolojiye büyük önem vermiştir. Hakim olduğu alanların başında matematik ve fizik gelmesi de Kleopatra’nın zekasının en güçlü delillerindendir. Kleopatra Mısır dilini akıcı bir biçimde konuşmaktaydı. Kendi anadili olan Yunancayı gayet iyi biliyordu ve diğer dillere de fazlasıyla hakimdi. Bu sayede de diğer ülkelerden gelen diplomatlarla tercümana ihtiyaç duymaksızın ve tahta geçtikten kısa bir süre sonra devlet meselelerinde danışmanlarının görüşlerini dinleme zahmetine katlanmaksızın kolaylıkla iletişim kurabilecek yetiye sahip olmuştur. Schiff, “Kleopatra’nın diller konusunda nasıl bir yeteneğe sahip olduğunu ve diller arasında nasıl kolaylıkla geçiş yaptığını” çok net şekilde belirtmiştir.
Ünlü kraliçenin karar verme ve saray mensuplarına danışmadan harekete geçme alışkanlığı bazı yüksek rütbeli görevlileri ciddi şekilde rahatsız etmeye başlamıştır. Bunun bir örneği de, Ptolemaios krallığı bünyesinde istihdam edilen Romalı paralı askerlerin, kendisinden yardım talep etmelerini önlemek amacıyla Suriye’nin Romalı valisinin oğullarını öldürmeleri olarak gösterilebilir. Bundan sorumlu olan askerleri derhal tutuklamış ve cezalandırılmaları karşılığında mağdur olan babaya iade etmiştir.
Kleopatra, kazandığı birçok başarıya rağmen, sarayı onun bağımsız tutumundan hoşnut değildi. M.Ö. 48’de başdanışmanı Pothinus, bir diğeri Khioslu Theodotus ve General Achillas ile beraber Kleopatra’yı devirerek, kız kardeşinden çok daha kolay kontrol edilebileceğine inandıkları XIII. Ptolemaios’u başa geçirmişlerdir. Kleopatra ve onun üvey kız kardeşi Arsinoe, güvenlik gerekçesiyle Thebaid’e kaçmıştır.
Kleopatra’nın Ölümü
Mısır’ın son kraliçesi Kleopatra’nın ölümü, tarih boyunca oldukça merak konusu olmuş ve birçok efsaneye de konu olmuştur. Genelde zehirli bir yılanın ısırmasıyla hayatına son verdiği kabul edilir, ancak bu konuda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. En yaygın inanışa göre Kleopatra, Roma general Octavianus’un Mısır’ı işgal etmesinden sonra ele geçirilip Roma’ya götürülmektense, Mısır’ın sembolü olan zehirli bir kobra yılanının ısırmasına izin vererek intihar etmiştir. Bu efsane, Kleopatra’nın hem Mısır kültürüne bağlılığını hem de trajik sonunu simgeler niteliktedir. Bunun yanı sıra bazı tarihçiler, Kleopatra’nın zehirli bir madde içerek intihar ettiğini öne sürerler. Bu teori, yılan ısırığına göre daha hızlı ve acısız bir ölüm şekli sunar. Bazı kaynaklarda ise, Kleopatra’nın bir akrep veya başka bir zehirli hayvanın sokmasıyla öldüğü iddia edilir.
Kleopatra’nın neden intihar ettiği sorusu ise oldukça açıktır. Kleopatra’nın intihar etmesinin en temel nedeni, Roma’nın yükselişi ve Mısır’ın bağımsızlığının sona ermesiyle karşı karşıya kalmasıdır. Roma’ya esir olarak götürülmek, onun için onur kırıcı bir durum olurdu ve bu nedenle kendi hayatına son vermeyi tercih etmiştir. Kleopatra’nın ölümü, sadece onun kişisel trajedisini değil, aynı zamanda Mısır’ın bağımsızlığının sona ermesi ve antik dünyanın yeni bir döneme girmesi anlamına geliyordu. Onun ölümü, tarih boyunca birçok sanatçı, yazar ve şaire ilham kaynağı olmuş ve efsanevi bir figür olarak hafızalarda yer etmiştir.
Kleopatra Hakkında İlginç Bilgiler
- Mısır Kraliçesi Kleopatra Mısırlı değildi,
- Kleopatra’nın annesi ve babası kardeşti,
- Kleopatra’nın en güçlü silahı güzelliği değil zekasıydı, (Roma propagandası Kleopatra’yı “çekiciliğini politik bir silah olarak kullanan bir kadın” olarak resmetti. Fakat Mısır Kraliçesi görünüşünden çok zekâsıyla tanınmış biriydi. Bir düzine dil konuşabiliyordu ve matematik, filozofi, astronomi, hitabet eğitimleri almıştı. Mısır kaynakları onu bilginlerin rütbelerini yükselten ve onların arkadaşlığından keyif alan bir lider olarak tanımlıyordu.)
- Kardeşlerinin ölümünde parmağı vardı,
- Kleopatra, karşısındakini etkilemeyi çok iyi biliyordu,
- Sezar’ın suikastı sırasında Roma’daydı,
- Mark Antony ile beraber bir içki kulübü kurmuştu,
- Bir deniz savaşında filoya liderlik etti,
- 1963 yapımı “Cleopatra” filmi tüm zamanların en yüksek bütçeli filmlerinden biridir,
- Kraliçe Kleopatra aslında tarihteki ilk Kleopatra değildir,
- Kleopatra’nın dört çocuğu vardı, ancak yalnızca biri yetişkinliğe kadar hayatta kalmıştır.
- Cildini süt banyolarıyla temizlediği, eşek sütüyle banyo yaptığı ve çeşitli doğal yağlarla masaj yaptırdığı söylenir.
Tarihe iz bırakmış bu büyük isim yalnızca kadın olmasının avantaj ya da dezavantajlarından yararlanmamıştır. Siyahi dehası ile Mısır’ı başarılı bir şekilde yönetmiş ve aynı zamanda ülke sınırlarını genişletmiştir. Her hareketi ve davranışı ile dikkat çekmeyi çok iyi bilen Kleopatra dünya döndükçe unutulmayacak isimler arasında yer alacaktır.