TARİHE İZ BIRAKAN ROMA DİKTATÖRÜ SEZAR

Jül Sezar; Roma’nın dahi diktatörü aynı zamanda yazar, asker ve devlet adamıdır. Tarihe iz bırakmış büyük isimlerden biridir de. Belki tarihin tozlu sayfalarında Sezar ismi altın harflerle yazılı değildir ancak hiç kuşkusuz adı hep anılacak olan büyük bir isimdir. Sezar zamanında Roma en geniş sınırlara ulaşmıştır ve Sezar için Roma’yı Roma yapan devlet adamıdır desek yanılmış olmayız. Çünkü Roma’nın kurucusu ve aynı zamanda son diktatörüdür.

Sezar MÖ 100 yılında dünyaya gelmiştir. Annesi Aurelia Cotta babası ise Gaius Julius’dır. Sezar ismi bilinen anlamıyla Ceasar Latince kesmek anlamına gelir. Bundan dolayı da Sezar’ın sezeryan ile doğduğu tahmin edilir. Hatta günümüzde sezeryan işleminin isminin Sezar’dan geldiği bilinir. Jül Sezar hakkında pek çok bilgi zamanında da günümüzde de dilden dile dolaşmaktadır. Örneğin saçlarının çok güzel olmasından gözlerinin kimsede olmayan keskin parlak bir gri olması dış görünüşünün yanı sıra büyük bir savaşçı olarak fil öldürmüş olması ya da iddiası Sezar denilince akla ilk gelen konulardandır. Belki de bundan dolayı Sezar döneminde basılan tüm paraların (sikkelerin) üzerinde fil görseli bulunur.

Sezar’ın Çocukluğu

Esasında pek çok tarihi karakter gibi Sezar’ın da çocukluğu hakkında kesin bilgiler bulunmamaktadır. Yalnızca Sezar’ın kendi yazdığı notlardan ve bazı bulgulardan yola çıkılarak üstün körü yorumlar yapılmaktadır. Çocukluğu hakkında bilinen en gerçek kanıt ailesinin Romalı aristokrat bir aile olan Julia Gens’e mensup olmasıdır. Tarihe yön veren Troya savaşına kadar Sezar’ın ailesinin kökleri uzandığı bilinir. Sezar henüz 15 yaşındayken Praetor unvanlı politikacı olan babası Gaius Julius vefat etmiştir. Bundan dolayı Sezar’ın tüm bakımı, eğitimi, gelişimi annesi tarafından yapılmıştır.

Sezar’ın Hayatı

Sezar, devlet adamlığı ve politikaya girmeden önce büyük bir yazardı. Sezar’ın yazar kimliği, onu Roma tarihinin en önemli figürlerinden biri yapan unsurlardandır. Günümüzde hala bilinen, okunan pek çok eserde kalem oynatmış ve bu eserleri halka ulaştırmıştır. Sezar’ın önemli eserleri arasında Galya Savaşları, Sivil Savaşlar, Yazışmalar yer alır. Sezar yazdığı kitaplarla hem askeri dehasını yansıtır hem de hitabet sanatındaki gücü ortaya koyar. Sezar evet önemli bir yazardır. Onun önemli bir yazar olması eserlerinin de önemini yansıtır. Şöyle ki Sezar’ın eserlerinin genel olarak değeri ve önemi arasında Roma tarihi ve edebiyatının en önemli eserleri arasında kabul edilmeleri gelir. Bu eserler, Latincenin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Aynı zamanda Sezar’ın eserleri, yüzyıllar boyunca liderleri ve yazarları etkilemeye devam etmiştir ve edecektir.

Sezar’ın askeri kimliğine bakıldığında karşımıza ilk olarak cesur bir lider, yetenekli bir stratejist ve karizmatik bir komutan olması çıkar. Sezar orduda başarılı görevlerde yer alır ve ödüllendirilen bir komutan olur. Ve askeri kariyeri bu sayede başlamış olur. Roma’da iki yıl boyunca diktatör yönetim gerçekleştiren Sulla’nın ölümü ile birlikte Sezar Roma’ya döner. Onun geri dönmesi bir darbe girişimi olarak nitelendirilir. Ancak hemen devlet işlerine atılmak ya da politikacı olmak yerine avukatlık yaptı. Güçlü bir hitabet yeteneğine sahip olan Sezar kısa sürede insanların büyük ilgisini topladı. Ve hatta Retoriğini mükemmelleştirmek amacıyla MÖ 75 yılında Cicero’yu da eğitmiş olan Apollonius Molon’un yanına, Rodos’a gitti. Sezar Ege Denizi’ni geçerken[26] Kilikyalı korsanlar tarafından kaçırıldı ve Oniki Ada’lardan biri olan küçük Farmakos adasında tutsak edildi.[27] Esareti boyunca gururlu bir tavır sergiledi. Korsanlar fidye olarak yirmi talent altın istemeye karar verince, Sezar elli talent altın istemeleri konusunda ısrar etti. Fidyenin ödenmesinden sonra serbest bırakılan Sezar bir donanma topladı ve korsanları kovalayarak yakaladıktan sonra Bergama’ya hapsetti. Asya eyaleti valisi korsanları idam etmeyi reddederek onları köle olarak satmayı tercih etti ancak Sezar kıyıya geri döndü ve tutsak olduğu zaman söz verdiği gibi korsanları çarmıha gerdirdi. Ardından Rodos’a doğru yelken açtı ancak bir süre sonra Pontus’tan gelen işgal tehdidine karşı koymak için orduya geri çağrıldı.

Sezar’ın Askeri Kimliği ve Yaptıkları

MÖ 63 yılı için Sezar adına en hareketli yıl desek yanılmış olmayız. Çünkü bu tarihten itibaren Sezar adı bilinmeye, duyulmaya ve Sezar ciddi anlamda yükselmeye başlamıştır. Askerleri arasında saygı ve sevgiyi kazandı ve Roma’nın en büyük ordularından birini kurdu. Sezar’ın askeri dehası ve liderliği, Roma topraklarını genişletmesine ve Roma’yı Akdeniz’in en güçlü devleti haline getirmesine yardımcı oldu. Sezar adı, sahip olduğu askeri yeteneklerden dolayı tarihçiler tarafından tarihin en önemli askerî taktisyen ve stratejistleri olarak kabul edilen Büyük İskender, Sun Tzu, Halid bin Velid, Hannibal, Cengiz Han ve Napolyon Bonapart’la birlikte anılmıştır. Sezar’ın hangi topraklarda ya da hangi hava koşullarında olursa olsun seferlerindeki başarısının sırrı, komuta ettiği Lejyonların sahip olduğu sıkı ama adil disiplindi. Sezar birinci sınıf piyade ve süvarilere sahip olmanın yanında müthiş Roma ağır silahlarına ve üstün mühendislik yetenekleriyle donatılmış bir orduya sahipti.

Sezar’ın askeri kariyerinin önemli dönüm noktaları:

MÖ 82: Sezar, Sulla tarafından sürgüne gönderildi. Sürgündeyken Bithynia’da askerlik yaptı ve siyasi bağlantılar kurdu.

MÖ 78: Sezar Roma’ya geri döndü ve siyasi kariyerine başladı. Aynı zamanda askerlik hizmetine de devam etti.

MÖ 74: Sezar, Asya Minor’da Roma ordusuna komuta etti ve Kral VI. Mithridates’e karşı savaştı. Bu savaştaki başarıları ona ün ve itibar kazandırdı.

MÖ 68: Sezar, Roma’nın en prestijli askeri komutanlıklardan biri olan propraetor unvanını aldı. Bu unvanla birlikte Hispania Ulterior eyaletine vali olarak atandı.

MÖ 61: Sezar, Lusitania’ya (Portekiz) karşı bir sefer düzenledi ve bu seferden zaferle döndü. Bu zafer ona Roma Senatosu’ndan zafer unvanı ve halka açık bir zafer töreni kazandırdı.

MÖ 58-50: Sezar, Galya Savaşları’nı kazandı ve Roma topraklarını kuzeye doğru genişletti. Bu zaferler, Sezar’a muazzam bir ün ve servet kazandırdı.

MÖ 49: Sezar ve Pompeius arasında iç savaş başladı. Sezar, MÖ 48 yılında Pompeius’u yendi ve Roma’nın tek hakimi oldu.

Sezar’ın askeri başarılarının sonuçları:

Roma toprakları önemli ölçüde genişledi.

Roma, Akdeniz’in en güçlü devleti haline geldi.

Sezar, Roma’nın en popüler ve güçlü figürü haline geldi.

Sezar’ın başarıları, Roma Cumhuriyeti’nin sonunu ve Roma İmparatorluğu’nun kurulmasını beraberinde getirdi.

Bunca askeri başarı ile birlikte tarihe büyük bir deha olarak adını yazdıran Sezar, Roma denilince de akla ilk gelen politik bir isimdir.

Sezar’a Suikast Girişimi

MÖ 15 Mart 44 tarihinde bir grup senatör, Senatoya gücüne geri vermesini rica eden bir dilekçe taslağını okuması için Sezar’ı foruma çağırdı. Ancak dilekçe bir kandırmacaydı. Suikast planını dehşet içindeki bir Liberator, Servilius Casca’dan bir gece önce kısmen öğrenen ve işlerin kötüleşmesinden korkan Marcus Antonius, Sezar’ı merdivenlerde engellemek için foruma gider. Ancak Sezar’ın yolu Campus Martius’da bulunan Pompey Tiyatrosundan geçerken bir grup senatör tarafından kesildi ve Sezar doğu portikosuna bitişik bir odaya doğru yönlendirilir. Jül Sezar’ın suikast sırasında suikastçilerin arasında Sezar’ın en yakın arkadaşı ve evlat edindiği oğlu Marcus Junius Brutus’da bulunur. Yaklaşık 60 civarında suikastçının yer aldığı saldırı sonucunda Sezar 23 yerinde hançerlenir ancak aldığı ikinci darbe sonucunda zaten hayatını anında yitirir. Çünkü bu darbe boğazda şah damarına isabet etmiştir.

Sezar’ın ölüm anında söylediği son sözler tam olarak bilinmese de yüzyıllar boyunca en bilineni hiç kuşkusuz “Sen de mi Brütüs” olmuştur. Bu sözlerin tam anlamı ve Sezar’ın neyi kastettiği konusunda farklı yorumlar mevcuttur. “Sende mi Brütüs?” sözü, tarihin en ünlü ve trajik sözlerinden biridir. Bu söz, ihanetin ve hayal kırıklığının acısını ve Roma Cumhuriyeti’nin sonunu simgeler. Bazı tarihçiler, Sezar’ın bu sözleri söyleyerek Brutus’a ihanetini ve onu evlat edinmesine rağmen ona karşı işlediği suçu hatırlatmak istediğini savunur. Diğerleri ise Sezar’ın bu sözleri şaşkınlık ve hayal kırıklığıyla söylediğini ve Brutus’un da ona karşı nasıl böyle bir şey yapabildiğine inanamadığını öne sürer. Sezar’ın ölümü, Roma Cumhuriyeti’nin sonunu ve Roma İmparatorluğu’nun kurulmasını beraberinde getiren bir dizi olayı beraberinde getirir. Brutus ve diğer suikastçılar, Sezar’ın yeğeni Octavian (daha sonra Augustus) tarafından yenilgiye uğradılar ve idam edildiler. Octavian, Roma’nın tek hakimi oldu ve MÖ 27 yılında Roma İmparatoru unvanını aldı.

Sezar’ın önemli birkaç sözü ile yazımızı noktalamak isteriz;

“Geleceğe hazırlananlara kader boyun eğmez.”

“Cesaret korkunun yokluğudur, değil tehlikenin.”

“Geldim, gördüm, yendim.”

“Kendi kaderini yazanlar, başkalarının yazdıklarını okumak zorunda kalmazlar.”

Default image
Otomatik Portakal

Leave a Reply