Polisiye seviyor olup da Jean Christophe Grange tanımayan ya da okumayan yoktur diye düşünüyorum. Kendisi polisiye – gerilim deyince akla gelen dünyaca ünlü bir isim olmakla kalmayıp, kitapları filme çevrilip gişe rekoru bile kırıyor. Kızıl Nehirler, Taş Meclisi, Kıyamet Melekleri, Kurtlar İmparatorluğu, Leyleklerin Uçusu…
Şimdi gelelim Grange’ın Şubat 2019’da çıkarmış olduğu son kitabı Ölüler Diyarı’nın analizine. Yazarın kitapları arasında en iyisi değil belki ama çok iyi bir kitap Ölüler Diyarı. Konusu kısaca; Cinayet büro amiri Stéphane Corso, bir dizi striptizci cinayetini araştırmakla görevlendirildiğinde, ne peşinde olduğu katilin karmaşık ruh halinin ne de girmesi gereken karanlık dünyanın farkındadır. Soruşturma onu geçmişi şaibeli, Goya hayranı bir ressama götürür: Phİlippe Sobieski. Ressamla Corso arasındaki düello, porno ve sadomazoşizm dünyasının labirentlerinde bir kedi fare oyununa dönüşür.
Öncelikle kitap çok iyi bir araştırma üzerine yazılmış. Elinizden bırakamamakla kalmayıp, “acaba” merakı kafanızı kurcalıyor her bir satırda. Kalem evet sağlam ancak olaylar, olayların içinden siz farkında bile olmadan tekrar çıkan olaylar, iplerin hiç birinin ucu birbirine teğet bile geçmeden zenginleştirilen olay örgüsü içinde “ben neredeyim” diyorsunuz. Siz tam kitap açıklığa kavuştu, tamaaammm katil şu dediğiniz anda tepetaklak olup yeni bir cinayetle karşılaşıyorsunuz. Zekice işlenen her bir cinayeti, öyle bir canlandırıyorsunuz ki aklınız ve gözünüzde, film izliyor gibi kitabı okuyorsunuz. Önemli olan da bu değil midir? Kitabın okuyucu baştan sona içine hapsetmesi!
Neden Ölüler Diyarı;
- Yalın bir dille yazılan, türe ilgi duymayanları bile etkileyecek dupduru cümlelerle yazıldığı için,
- Kitap okurken film izliyormuş hissi yaşattığı için,
- Araştırılıp yazıldığı her bir satırda kendini alenen belli ettiği için,
- Kuvvetli bir araştırmacı, detaylandırıcı ve yaratıcı bir zeka ürünü olduğu için,
- Polisiye, gerilim, gizem, adrenalin kavramlarına yeni bir boyut kazandırdığı için,
- “Ben hemen katili anlarım” düşüncesinin sizi kitap sonunda nasıl da ters köşe yaptığını görterdiği için,
- Olay içinden çıkan olayların birbirlerini etkilemeden sona doğru nasıl da birleştiğini gözler fal taşı bir şekilde okumaya teşvik ettiği için,
- Olayların geçtiği ülke ve şehirleri de kitap içinde tanıma fırsatı verdiği için,
- “Neden” sorusunun neden bu kadar anlamlı bir hal aldığını anlamak için,
- Bir polis hislerine mi inanmalı yoksa ipuçlarına mı sorusunu size düşündürdüğü için,
- Merakın bir kitap için en önemli maddelerden olduğu düşündürmekle kalmayıp yaşattığı için,
- Gerilimi iliklere kadar hissettirdiği için.
Herkese keyifli, meraklı, heyecanlı, bol adrenalinli okumalar dileriz.